NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
89 - (2335) وحدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا معاذ بن
هشام. حدثنا
أبي عن قتادة،
عن الحسن، عن
حطان بن
عبدالله
الرقاشي، عن
عبادة بن
الصامت. قال:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم إذا نزل
عليه الوحي
نكس رأسه،
ونكس أصحابه
رؤوسهم. فلما
أتلي عنه، رفع
رأسه.
[ش
(فلما أتلي
عنه) هكذا هو
في معظم نسخ
بلادنا أتلي.
ومعناه ارتفع
عنه الوحي.
هكذا فسره
صاحب التحرير].
{89}
Bize Muhammed b. Beşşar
rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bize babam
Katade'den, o da Hasen'den, o da Hıttan b. Abdillah Er-Rakâşî'den, o da Ubâde
b. Sâmid'den naklen rivayet etti. (ŞÖyle demiş):
Üzerine vahy indirildiği
vakit Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başını eğer; ashabı da-başlarım
eğerlerdi. Vahy kalktığı zaman başını kaldırırdı.
İzah:
Hz, Âişe rivayetini
Buhârî «Bed'ül-Vahy» bahsinde tahric etmiştir.
Vahy hakkında evvelce
tafsilât vermiştik. Ulemâdan bazılarına göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in vahy gelirken işittiği çan sesine benzer ses meleğin sesidir. Bir
takımları meleğin değil, kanatlarının sesi olduğunu söylemişlerdir. Bundaki
hikmet Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kulaklarının başka şeylerden
boşaltılması tâki kulağında ve kalbinde meleğin sesinden başka bir şeye yer
kalmamasıdır.
Bu rivayetlerde vahyin
hallerinden yalnız çan sesiyle meleğin insan kılığında gelmesi zikredilmiş.
Rü'ya halindeki vahyden bahsedilmemiştir. Bunun sebebi vahy soran zâtın Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e mahsus olan şeklini anlamak istemesidir. Rü'ya
ise ona mahsus değil, müşterekdir. Bu hadîsde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in vahy esnasuıda rengi uçardı denilmektedir. Halbuki hac bahsinde
Ya’la b. Ümeyye'nin vahy inerken onun yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüğünden
bahsedilmişti. Bu iki rivayetin arasım bulmak için yüzü evvelâ kül rengi olmuş,
sonra kızarmıştır. Yahut evvelâ kızarmış, sonra kül rengi olmuştur, denilir.